28 Ocak 2017 Cumartesi

EPİLEPSİ (SARA)

Epilepsi nöbeti (yada krizi), beyin normal aktivitesinin, sinir hücrelerinde geçici olarak meydana gelen anormal elektriksel aktivite sonucu bozulması ile oluşan klinik bir durumdur. Halk arasında “Sara Hastalığı” olarak da bilinen epilepsi, kendini epileptik nöbetler ile göstermektedir. Epileptik nöbet gerçekleştiğinde hastada gelip geçici bilinç kaybı veya farklı özelliklerde belirtiler olmaktadır. Kişinin tek bir nöbet geçirmesi, epilepsi hastası olduğu anlamına gelmez.
Epilepsi oldukça yaygın bir hastalıktır. Toplumda görülmeme sıklığı, ülkemizde ve dünyada olduğu gibi % 0,5 ile %1 arasındadır. Cinsiyetler arasında epilepsi hastalığının görülme oranında herhangi bir farklılık yoktur.
Epilepsi belli bir yaş grubunda değil herhangi bir yaş ve zamanda ortaya çıkabilmektedir; ancak ilk 16 yaşa kadar ve 65 yaşından sonra görülme sıklığı artmaktadır. Çocuklarda 16 yaşa kadar en sık görülen nörolojik hastalık epilepsidir.
>>Çocukken yaşanılan menenjit veya havale gibi hastalıklar ileride epilepsiye dönüşme riski alabiliyor. Bunun yanında beyin tümörü ya vücuttaki şeker azlığı da aynı şekilde ileride epilepsi etkisi yaratabilmektedir. Her yaştan insan epilepsi hastalığına yakalanabilir. Anne karnındaki bebek dahi, anne karnındayken epilepsi nöbeti yaşayabilir. Aynı şekilde yeni doğan bir bebek de epilepsi krizi geçirebilir. Bunların sebebi aileden gelen genetik hastalıktır. Yeni doğan bir bebeğin kafası üzerine düşmesi veya baş bölgesine darbe alması çocuklarda görülen epilepsiye kuvvetli bir örnek olarak verilebilir.
Hastalığın sık görüldüğü çocuk yaşlarda anne ve babanın gözlemleri teşhis için önemli rol oynamaktadır. Çocuğun arada bir ağzını şapırdatması, kol ve bacaklarında ani sıçramalar-irkilmeler olması, burnuna kimsenin duymadığı kötü koku gelmesi (örneğin yanmış lastik kokusu) veya çocuğun arada bir gözünün dalması, bir yere birkaç saniye boş boş bakması gibi durumlar gözlemlenebilir. Bu gibi davranışların bir kısmı normal değildir ve şüphelenirlerse bir nöroloji hekimine başvurmakta fayda vardır.

Epilepsinin Nedenleri

Epilepsi hastalığının nedenleri çok çeşitlidir ve değişkenlik göstermektedir. Genel olarak özetlemek gerekirse epilepsi nedenleri arasında şu faktörler bulunmaktadır:
• Hipokampal skleroz
• Beyin tümörleri
• Hipoksik-iskemik beyin hasarları
• Santral sinir sistemi enfeksiyonları
• İmmun aracılı inflamasyonlar
• Beyin dokusunun gelişimsel bozuklukları,
• Beyin damarlarında gelişimsel bozukluklar
• Kalıtımsal hastalıklar ve genetik nedenler.
Ancak epilepsi hastalığının teşhis yöntemlerindeki tüm gelişmelere karşın yukarıda belirttiğimiz nedenlerin dışında hastalığın sebebinin ne olduğunu bilmediğimiz bir grup hasta da bulunmaktadır.


Epilepsi Nöbeti Gözlendiğinde Ne Yapılmalı?

Kişi güvenli bir yere yatırılır. Etrafındaki eşyalar çarpma tehlikesine karşı uzaklaştırılır.
Başı yere çarpmasın diye el yardımıyla desteklenir.
Kesinlikle soğan, kolonya gibi şeyler koklatılmaz.
Kişinin hareketleri durdurulmaya çalışılmamalıdır. Bilinçsiz yapıldığından ne kadar uğraşılsa da bir yararı olmayacaktır.
Üzerindeki sıkı giysiler gevşetilir, çıkarılır.
Ayıltmak için uğraşmanıza gerek yoktur. Kişi yavaş yavaş kendine gelir. Ancak kişiyi kendi haline bırakmak kendini yaralamasına sebep olabilir.
Kişi kendine geldikten sonra yorgunluk, geçici olarak bilinç kaybı, sersemlik olabilir. Bu yüzden bir süre dinlendirilmelidir. Kendine geldikten sonra hastaneye götürülmelidir.
Kişi dişlerini sıkıyorsa ağzına elinizi kesinlikle uzatmayınız sert ve temiz bir cisimle dilinin solunum yolunu tıkamasını önleyiniz.

Epilepsi Tedavisi

Epilepsi, mutlaka doktora başvurulması ve doktorun gerekli gördüğü sürece kontrol altında kalınması gereken bir hastalıktır. Bu durum, epilepsinin ömür boyu devam edeceği şeklinde algılanmamalı. Epilepsinin bazı türleri hasta belli yaşlara geldiğinde kendiliğinden tamamen düzelebilir ve ilaç tedavisine gerek duyulmayabilir. Ancak bu hassaslık derecesine de bağlı olabilir ve ne yapılacağına ilişkin kararı doktor vermelidir.
Nöbetlerin tekrarlaması ve status epileptikus hali, beyinde oksijensiz kalmaya bağlı bazı etkilere yol açabilir. Her nöbet bir sonrakinin ortaya çıkmasını kolaylaştırabilir. Tedavisiz kalan küçük nöbet türlerinin bir süre sonra büyük nöbetlere dönüşme olasılığı vardır. Bu nöbetlerde hastanın maruz kalabileceği merdivenden düşme, kişi sokakta ise trafik kazası, suda boğulma gibi tehlikeler vardır.
Bu nedenlerle epilepsiye mutlaka müdahale edilmelidir. Epilepsinin en önemli tedavi şekli ilaç tedavisidir. Epilepside kullanılan ilaçlar beyin hücrelerinin aşırı uyarılma durumununa baskı uygulayarak nöbetlerin oluşunu engeller. Bu ilaçlar her gün, önerilen dozda ve saatlerde çok düzgün bir şekilde kullanılmalıdır. Doktor çocuğun yaşını, kilosunu, nöbet tipini göz önüne alarak ilaçları seçer. Tedavide kullanılan başlıca ilaçlar fenobarbital, fenitoin, epixx, depakin, epitam, karbamazepin, valproik asit ve ethosüksimiddir. İlaçları düzenli ve doktorun tarif ettiği gibi kullanmak çok mühimdir. Kullanılan bu ilaçlar hastalığı tamamıyla geçirmez ama nöbetleri engeller veya sayısını azaltır.
Epilepsi tedavisinin düzgün bir biçimde sürdürülmesi halinde de nöbetler devam edebilir. Tıbbın dev adımlarla ilerlediği dünyamızda hiçbir hekim epilepsili bir çocuğun anne-babasına tedavi ile nöbetlerin %100 kaybolacağını garanti edemez. Nitekim dünya istatistiklerine bakılacak olursa uygun tedavi şartlarında hastaların %60’ında nöbetlerin tümüyle ortadan kalktığı, %20’sinde tüm tedavi seçeneklerine rağmen nöbetlerin devam ettiği görülmektedir. Ebeveynlerin hiç aklından çıkarmamaları gereken bir nokta, epilepsi çağdaş tıbbi tedavi yöntemleriyle yeterince kontrol altına alınamıyorsa orta çağın büyücülük yöntemleriyle hiç durdurulamaz.
Halen ilaçla tedaviye cevap vermeyen belli epilepsi türlerinde Türkiye'de cerrahi tedavi olanakları geliştirilmektedir.
Cerrahi müdahale, ilaçlara yanıt vermeyen hastalarda uygulanmalıdır ve epilepsi cerrahisi konusunda uzmanlaşmış özel tıp merkezlerinde yapılmalıdır. Ameliyat sırasında nöbetlere neden olan beyin bölgesi çok incelikli bir şekilde alınır. Tedaviden sonra hastaların %90'ı göze batacak şekilde gelişme göstermektedir.

EEG

Elektroensefalografi ya da EEG, beyin dalgaları aktivitesinin elektriksel yöntemle izlenmesini ölçen yöntemdir. Hastaya elektrik akımı verilmediğinden ağrı ya da acı hissedilmez.
Beynimiz çok düşük şiddette sürekli eletkrik akımı üretir ve dalgaları düzenli bir şekilde yayar, EEG bu dalgaları bilgisayar ortamında kaydedilmesi işlemidir. Kalp elektrosuna (EKG) benzetilebilir. Bundan farklı olarak çok daha fazla noktadan ve daha uzun süreli çekim yapılır.
EEG beynin yapısal işlevlerinden çok fonksiyonel durumu hakkında bilgi verir.
Yeni doğmuş bebeklerden en son yaşa kadar tüm yaştan hastalara EEG tetkikleri yapılabilinir.
EEG'de çekim küçük elektrotların saçlı deriye yerleştirilmesiyle yani "pasta" denilen iletken bir madde aracılığı ile yapıştırılmasıyla olur. Bu elektrotların ikisi arasındaki elektriksel potansiyel değişiklikleri bilgisayara kayıt edilir ve sonuç uzman tarafından yorumlanarak, hastaya gerekli bilgi verilir. Elde edilen kaydın incelenmesinde, normale oranla sapmalar bulunmasına dayanılarak, beynin birçok çalışma bozukluğu (sara vb.) teşhis edilebilir.
İnsanın sinir sistem, yaklaşık 10 milyar sinir hücresi içerir. Bunların çoğu beyinde, geri kalanı omurgada ve bedenin öbür kesimlerinde, ilgili sinirlerde yer alır. Her beyin hücresi 5.000-50.000 sinir hücresiyle bağlantılıdır. Sinir akıları sinir lifleri boyunca taşınır ve beyinde elektrik dalgalarına yol açar. Bu elektrik dalgaları kafa derisinde ölçülebilir.
Klinik olarak nöbeti olan her hastada EEG anormalliği gösterilemeyebileceği gibi nöbet veya epilepsisi olmayan kişilerde de EEG anormalliği görülebilir. Nöbeti veya epilepsisi olan hastalarda nöbetler arasında EEG’lerde ortalama % 70 oranında anormallik gösterilebilir.
Yetişkinlerde çekime gelmeden önce saçın bir gün önceden temizlenmesi gereklidir. Uyku EEG`si çekimi için, hasta kişinin 24 saat uykusuz kalması gerekebilir. Çocuklarda çekim genellikle uykuda yapılmaktadır. Bunun için çekim öncesi ilaç verilebilir ve çekimin kolay olması için, çocuğun geç yatırılıp erken kaldırılması önerilir.

EEG Cihazının Çalışma Şekli ve Kullanılması





Genel olarak kafatasının çeşitli yerlerinde aynı anda kayıt yapabilen 8, 16 veya daha fazla sayıda aynı amplifikatörler bulunmaktadır. Amplifikatörler beyinden alınan sinyalleri yükseltirler ve mürekkeple kayıt alınmasını sağlarlar. Kalemler saniyede 3 cm hızla ilerleyen kağıda voltaj değişimlerini çizerler. Oluşan dalgaların frekans aralığı 0.5 ile 35 Hz arasında değişmektedir.Böylece beyin dalgaları voltaj zaman grafiği elde edilir. Eeg de ağrısız ve acısız bir inceleme yöntemidir. Saçlı deriden kayıtlanan potansiyalleri çoğu piramidal hücrelerdeki tolam sinaptik potansiyallerin akstrasellüler akımlarla ilişkisinin sonucudur. Bu potansiyeller sonucu alınan kayıtlar montaj adı verilen bağlantılarla değerlendirilir. Çekim ortalama  30 dk sürer, çekimden önce elektrotların yerleşimi en önemli hazırlık aşamasıdır. Elektrotlar beynin sağ ve sol lobuna göre simetrik olarak yerleştirilir.Bu da hemosferler arası kıyaslamanın sağlıklı yapılması için gereklidir.

Kaynakça


*https://tr.wikipedia.org/wiki/Epilepsi
*http://www.yeditepeepilepsisiz.com/epilepsi/9/
*http://acikerisim.selcuk.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/handle/123456789/298/MEHMET_DURSUN_TEZ.pdf?sequence=1

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder